COVİD-19 VE YENİ NORMALLER
2020’de günlük olarak kullandığımız kelimelere yeni bir kelime eklendi; Pandemi. Çin’in Wuhan kentinden ortaya çıkan Covid-19 virüsü dünyaya hızlı bir şekilde yayılırken mart ayında da Türkiye’de ilk vaka görüldü. Yüksek ölüm oranları ve kalıcı tahribat bırakan bu virüs insanlığı hem psikolojik hem sosyolojik olarak birçok yönden olumsuz etkiledi. En büyük etkisini ise ekonomide gösterdi. Restoran ve kafelerin kapatılması ile bir işçi işsiz kalırken, çoğu esnaf kepenkleri indirmek zorunda kaldı. İnsanlar evlerinde kendini izole etmeye başladı, sevdiklerinden uzak, temasın çok az olduğu bu dönemde psikolojik olarak da yalnızlık hissi gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu.
Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi ilanıyla toplumda korku, endişe ve çaresizlik düzeyinde artış yaşanmakta. Herkeste benzer şekilde bu etmenler gözükmese de çoğu birey için bu dönem oldukça sancılı geçiyor. Kişinin yaşı, eğitim durumu, maddi geliri, yaşadığı yer gibi demografik etkiler pandemide yaşanan stres düzeyinin boyutunu etkilemektedir Bu dönemde ortaya çıkan akut stres tepkisi bireylerde kronikleşme tehlikesi göstermektedir. Pandeminin tahribatını gidermek için çoğu kişi terapiye yönelerek ruh sağlığını dengelemeye çabalamakta. Her gün yayınlanan vaka sayıları, yakınlarımızdan duyduğumuz kötü haberlerin bilinçaltımızda yarattığı tahribatlar travma olarak yer etti. Öyle ki insan ilişkileri sekteye uğradı. Bu dönemde boşanma oranında artışlar yaşandı. İnsanların yaşadığı maddi ve manevi kayıpların etkileri uzun süre etkisini sürdürecek gibi duruyor.
Herkesin eve kapandığı bu dönemde pandemiyle mücadele etmek için farklı bireysel yöntemler keşfedildi. Kimileri mutfaktaki hünerlerini sergilerken kimileri farklı hobiler edinme yöntemine gitti. Dijital dünya bu dönemde çok fazla ön plana çıktı. Öyle ki çoğu sanatçı sosyal medya kanallarını kullanarak konserler vermeye, tiyatro toplulukları oyunlarını video platformlarında yayınlamaya başladı. Haliyle basım sektörü de bu dijital dönüşümden olumsuz şekilde etkilendi.
COVİD-19’UN MATBAA SEKTÖRÜNE ETKİLERİ
Bazı işyerleri yeni çalışma prensipleri geliştirerek tam zamanlı ve yarı zamanlı olarak evden çalışma düzenine geçti. Her şeyin yeniden yazıldığı, yeni kuralların hayatımıza girdiği bu dönem birçok sektörü de olumsuz yönde etkiledi. Bu sektörlerden biri de hiç süphesiz matbaa sektörü oldu.
Evden çalışma düzenine de uygun olmayan matbaa firmaları bir süre hizmet vermeyi durdurdu. Yayıncılık ve matbaa sektörü aynı zincirin iki halkası. Bir halka sekteye girdiği an bütün sistem etkilenerek durma noktasına geldi. Dijital dönüşümle beraber yayıncılık sektörü de boyut değiştirerek baskıdan çok dijital okuyucu sayısı arttı. Gazete okuyanların sayısı da gün geçtikçe azaldığı için sokağa çıkma yasağı olduğu dönemlerde gazeteler basımı durdurdu. Bu durum matbaa sektörüne büyük bir darbe vurdu. Aynı zamanda kurun yükselerek kağıt fiyatlarını artırması salgınla birlikte yayıncılık hayatını da durdurdu. Gazete dışında çoğu yayınevi kitap basımı konusunda sıkıntıya düştü. İnternet üzerinden yapılan satışlar dahi bu durumu düzeltmeye yetmiyor. Bu nedenle çoğu gazetenin tirajı düşerken, birlikte çalıştıkları matbaa firmaları zor bir döneme girdi. Mart ayında büyük bir tedbirle ilerleyen sistem vaka sayılarının azalmasıyla birlikte haziranda az da olsa normale dönerek eski yaşantımıza kavuşmamızı sağladı. Matbaa firmaları da bu dönemde az da olsa rahat bir nefes alabildi. Ofset matbaa firmaları bu dönemi zor atlatırken, ofset matbaa sektöründe ambalaj, tek kullanımlık ürün paketleri, etiket gibi baskı çeşitleri basan matbaalar ivme kazandı.
Umarız bu dönemi en kısa sürede atlatarak yeniden sevdiklerimize rahatça sarılacağımız, korkmadan eğlenebileceğimiz döneme en kısa zamanda geçebiliriz.
